Sokakları odun kokan,,arnavut kaldırımlı,,insanları tertemiz giyimli birbirine saygılı eski zaman semtlerinden birinde ki sıcacık bir evden duyulan radyo tiyatrosunun hikayesi bu... Bu haftaki ropörtajımda sizlere eskilerden radyo tiyatrosunu akıllarınıza getirip içinizi ısıtacagım..
Meral Hanım bizlere 60’lı yıllarda çocuk olmayı ve evlerde dinlenen arkası yarın kuşaklarını,radyo tiyatrolarının kendilerine verdigi heyecanı anlatıyor,,,
-meral hanım bizlere o dönem ki evlerde geçen hayatı anlatabilirmisiniz?televizyonsuz ,
teknolojisiz insanların birbirleri ile ilişkileri nasıldı bu döneme kıyaslar isek?
-Bu döneme kıyaslanamaz bile,,diyor ve ekliyor.başta insanların birbirine sevgisi ve saygısı çoktu,,kimse evde yüksek sesli konuşmazdı dahi.evlerimizde büyükler,çocukları da yanlarına alarak fıkra anlatır,sohbet ederdi.Çocukların toplum içinde bir yeri olması ,dışlanmamaları için herzaman aile büyükleri ile saygı çerçevesi içerisinde gelişmeleri saglanırdı.
Peki ya radyo tiyatroları?siz o dönemde sanıyorum gençtiniz ,,nasıldı bizimle paylaşırmısınız?
-Tabii ki..Evin erkekleri sabahtan işe gittikten sonra evde kalan ev sakinleri işlerini erkenden bitirip mis gibi eve kokusu yayılan yemeklerini o saatlere kadar ocaga koyup altını kısıp,koşarak gidip radyolarını açar başına toplanırlardı.Yanlış hatırlamıyorsam saat 11:00 suları yayınlanan Mezarından Kalkan Şehit adlı arkası yarın kuşagını heyecanla takip ederlerdi.Ertesi günü iple çekerdik çünkü aklımızda,hayalimizde canlanan şeyler muazzamdı ve zor beklerdik diger bölümü..çok güzel günlerdi..
Meral Hanım unutulamayan günleri gözleri parlayarak anlatıyor ve o dönem ki kurulan hayallerin ruhu besledigini söylüyor..sanıyorum dönemsel olarak çok şey kazanmamız bir yana birçok şeyi de kaybetmiş bulunuyoruz hayal kurmayı,düşünmeyi,saygıyı,dinlemeyi..
ESKİYE ÖZLEM,SAYGI,ÖLMÜŞLERE RAHMET İLE...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder